Dün başlayan ve ilki yayınlanan “HURŞİT YAZILARI (1)” tahminlerimin üzerinde etki yarattı... Yüze yakın telefon, mail, yorum aldım... İşin en ilginç yanı bunlardan birisinin bile yazdıklarıma tepki gösteren, karşı görüş bildiren, Federasyonu ve Mutlu başkanı savunmaya çalışan, kısaca beni eleştiren nitelikte olmayışıydı... Bu kişiler arasında merkez üssünden (!) olanlar da içerde yaşanan huzursuzluk duyumlarımı perçinledi, tahminlerimde yanılmadığımı gösterdi...
Aylardır Federasyonumuza yönelttiğim onlarca eleştiri ve soru varken küçücük bir açıklama yapılmadı ?... Son olarak da geçen haftaki, "NE SÖYLESEM BİR EKSİK...” başlıklı yazımda, ( http://www.voleybolx.com/yazarlar/hasan-ugur-epirden/ne-soylesem-bir-eksik/356/ ) bazı sorular sormuş; "...bana yine yanıt verilmeyeceği kanaatiyle ... hiç olmazsa yayınlanması gereken mali raporda yer verilmesini öneriyorum... Taktiri bu soruları yanıtlaması gerekenlere ve onları aklayacak kongre delegelerine bırakıyorum..." demiştim...
TVF Ana Statüsünün 22. maddesi uyarınca yayınlanması gereken raporlar, TVF web sitesinde yayınlandı... Ancak bu raporlar, hem mali nitelikte hem de benim eleştiri ve sorularıma yanıt teşkil edebilecek içerikte değildi... Bol bol laf var ama harcama kalemleri ve miktarlar yoktu... Erman Toroğlu'nun sıkça kullandığı nitelemeyle “Lafonten'den masallar...”
Baktım ki eleştiri ve sorularımı "Mısır'daki sağır sultan duydu..." mutlugiller duymadı... Hani bir söz vardır ya; "Adın ne Hurşit, sen söyle sen işit..." Ama ben Hurşit değilim, okuyucularım, sorumluluklarım var düşüncesiyle kendi sorularımı, sizlerden yağan bilgiler doğrultusunda, kendim cevaplamaya karar verdim...
Uzman sorularımın birincisini dün ele aldım...
http://www.voleybolx.com/yazarlar/hasan-ugur-epirden/hursit-yazilari-1/360/
http://www.voleybolx.com/yazarlar/hasan-ugur-epirden/hursit-yazilari-1/360/
Bugün de ikinci ve üçüncü sorularla ilgili bilgi ve düşüncelerimi sizlerle paylaşacağım... Önce o soruları hatırlayalım:
2) Bu güne kadar yapılan seyahatlerde milli takım kadroları dışında kalan Federasyon görevlileri ve misafirler kimlerdir; uçak, iaşe ve konaklama masrafları kalem kalem ne kadardır ?...
3) Yapılan plaj voleybolu organizasyonları için harcanan bütçe ne kadardır ?...
Aldığım bilgilere göre, yur dışı seyahatlerde har vurup, harman savurulmuş ?... Bir tek basın mensubunu davet etme inceliğini göstermeyenler, eşini dostunu koluna takıp tatil yapmış ?... Buisness Class'ta uçmuş ?... Uçarken de daha ucuz uçuşlar bulunabilir mi kaygısını bile taşımamışlar ?... Ohhh, ekmek elden, su gölden ?... Oteller, buisness class uçuşlar, yeme içme Federasyondan; üstüne üstlük Euro cinsinden cep harçlıkları da bizim federasyondan... Lüküs hayat, lüküs hayat, bak keyfine yan gel de yat...
“İyi de eskiden nasıldı bu işler ?...” diye merak ediyorsanız, size bir örnek vereyim; Başkan Karabıyık, Başkan vekili Ersin Yılmaz ve Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Özkan Dalbay; Londra Olimpiyatlarına uçak, yeme içme, otel vb. tüm masraflarını kendileri karşılayarak gitmişler... Hatta maç biletlerini de parasını kendileri ödeyerek almışlar... O dönemde harcırah, cep harçlığı gibi kelimeler ise hiç kullanılmamış...
Zaman zaman "Dünya şampiyonasına bedelini ödeyerek ben de gitmek istiyorum..." deyip sonradan çamura yatanlar da oluyormuş ?... Ama "Çoban köpeği gibi hem kendisi yemeyen hem de başkasına yedirmeyen" bir kişi, federasyonun tahsil makbuzunu kestirip, geç de güç de olsa, o parayı alıyormuş...
Az kalsın unutuyordum; çamura yatan o kişiler, gittikleri organizasyonlarda parmak arası terlik de giyemiyor, asgari nezaket ve protokol kurallarına seve seve (!) uyuyorlarmış ?...
Plaj voleyboluna gelince; dostlar alışverişte görsünler misali bol bol turnuva, bol bol dış temas yapıldı... Allah'tan tesis, bütçe, imkan derken önceki federasyondan kalan miraslar içinde bir buçuk erkek takımımız da var... Onların sayesinde “Ülkemizde plaj voleybolu sporcumuz var...” diyebiliyoruz ?...
Yabancı takımlarla, yoldan geçerken çevrilen sporcularla, özellikle bayanlarda, 5-6 takımla yapılan organizasyonlara turnuva demek, bu spordan anlayanlarla alay etmek gibi bir şey ?... Hele o turnuvalarda altın, gümüş, bronz diye 5'er liralık madalyaları, üçü 120-150 liraya alınan teneke kupaları şaşalı anonslarla vermeleri yok mu ?... Aziz Nesin, Tekin Aral ustalar yaşasaydı kim bilir nasıl “ti" ye alırlardı ?...
Sürekli olarak sorduğum soruyu tekrarlamadan cevabını veriyorum... Tüm bu gürültü patırtı içerisinde çoğu tatilci olan lisanslı plaj voleybolcu sayısı bayan ve erkeklerde 50'nin altında...
Zaten Yönetim Kurulu faaliyet raporunun 27. sayfasında, 2013-2014 sezonunda Plaj voleybolu ligine sadece 10 erkek takımının katıldığını kendileri ilan etmişler... Yani "2013-2014 sezonunda bayan ligi yapamadığımızı; sadece 10 takımda 20 erkek sporcuya sahip olduğumuzu ilan ederiz." demişler...
Oldukça önem verilen, sıkı yatırım yapılan olimpik sporumuz maalesef içler acısı durumda... Plaj voleybolu hakem sayısı, hangi ülkede plaj voleybolcu sayısının üzerindedir ?... Bu konuda hazırladığım dosyayı ilk fırsatta siz saygıdeğer okuyucularımla paylaşacağım, söz...
Bugünlük de bu kadar...
Federasyonumuza, Mutlu başkana arada bir nefes alması, yazdıklarımı özümseyebilmesi, öz eleştiri için kısa da olsa günübirlik teneffüsler, molalar vermek gerekir ?... Nekahat dönemlerinde geri dönüşler bekliyor haliyle insan ?... İnanası gelmese de ?...
Federasyonumuza, Mutlu başkana arada bir nefes alması, yazdıklarımı özümseyebilmesi, öz eleştiri için kısa da olsa günübirlik teneffüsler, molalar vermek gerekir ?... Nekahat dönemlerinde geri dönüşler bekliyor haliyle insan ?... İnanası gelmese de ?...
YARIN : HURŞİT YAZILARI (3)