Halkbank, Şampiyonlar Ligi'nde Play-off Turuna Yükseldi

Umarım takım kafasını toplar ve play-off türünde hırslı ve disiplinli oynayarak çeyrek finali görür. Herşey bir yana, ben tribünde bulunan, Portekiz ve muhtemelen İspanya'da yaşayan Türkler adına sevindim. Yıllarca dışarda yaşamış biri olarak, bir Türk takımının oralara gelmesi orada yaşamsal sorunlarla boğuşan insanlarımız için bir buluşma noktası, yoğun koşuşturmaların arasında bir soluklanma morallenme fırsatı olmanın da ötesinde bir milli düğün bayram vesilesidir, bir kaç yıl bir ya da yılda bir olan. Onların maç 15-13 sonuçlandığında yaşadıkları sevinç ve gururun buradan anlaşılması zordur.

Az daha inanılmaz bir kaza yaşayacaktık, ucundan döndük. Yine de Portekizliler ummadıkları bir sonuç aldılar, başabaş mücadeleleri ve kıl payıyla yitirdikleri maç sonucunda kazanmışcasına sevindiler, seyirciler haklı olarak takımlarını bağırlarına bastılar. Voleybolda arkamızda olan bu ülkeye voleybol bayramı yaşatmasak da voleybolu öğrettik sevdirdik. Altı maçta dört set çıkartan Benfica bunların yarısını bu maçta aldı. Halkbank ilk üç maçta ipe dizdiği rakiplerin önünde ikinci maçlarda sapır sapır döküldü. Bu antrenör yıllar önce de geldiğinde Halkbank yine fiyasko yaşamıştı. Tarihinin en başarılı Avrupa sezonunu yaşatan Taner Atik bu başarısının cezası olarak gönderildi, ya da sahip çıkılmadı, ayrılmasına göz yumuldu. Takım antrenör değişikliği ile geri gitti. Böyle olacağı belliydi. Yöneticilerde zeka sorunu olmadığına göre sportif anlamda bu akıl ötesi antrenör değişikliğinin altında muhakkak bilemediğimiz bir takım çıkar ilişkileri yatıyor, banka ile bir takım odaklar arasında.