Şampiyonlar Ligi'ndeki iki temsilcimiz Fenerbahçe Grundig ile Vakıfbank bir kez daha 4'lü Finalde buluşurken, Halkbank nefeslerin kesildiği 6'lı Play- Off Turu rövanş maçında İtalyan Lube Banca Marche Civitanova'ya “Altın set” de kaybederek bu büyük organizasyona veda etti.
Salı günü sahneye Fenerbahçe Grundig çıktı. İstanbul da 3-1 kazandığı karşılaşmanın rövanşında Dinamo Moskova'yı 3-2 yenerek, Avrupa'nın devler liginde hemde hiç yenilmeden İtalya da yapılacak 4' lü Finale adını yazdırdı.
İlk müsabaka sonrasında ki yazımın içinde şöyle bir bölüm vardı:
“Bu yazıya ek olarak söyleyeceğim bir kaç şey daha var.
Fenerbahçe de, (Dietzen 13 bloğun 7'si ondan geldi) dışında blok eksikliği var.
Rakip etkili servi atarsa manşetler de sıkıntı yaşanıyor. Bu maçta da bu bir kez daha ortaya çıktı. Özellikle bu tür müsabakalar da topun oyunda kaldığını gösteren yüzde daha fazla olmalı.
Maçın kazanılmasında Mihajlovic'in katkısını da unutmamak gerekiyor. 29 sayıyla en skorer oyuncu olan Sırp yıldız, aldığı 54 pasın 26' sını sayıya çevirdi (% 48).
İlk iki seti rahat kazanmasına karşın maç yazısında değindiğim gibi, ara açılınca duraklama, yani rakibi bekleme huyu bir anda başa bela olabilir (1. set: 13-5, 13-9. 3üçüncü set: 6-2, 6-7. 16-16, 16-21. Dördüncü set: 18-13, 18-17. İyi ki bu bölümde bloklar ortaya çıktı da- üst üste 5 blok- sayıları 23-17 yaptık).
SONUÇ
3-1 kazanmanın avantajıyla Rusya'ya gideceğiz. Rövanş tabi ki kolay olmayacak. Ben 4'lü Final yolunda rakip kim olursa olsun Fenerbahçe'yi hep favori olarak gördüm. Bu düşüncem değişmedi. Sarı- lacivertliler en azından 2 set alarak turu geçeceğine inanıyorum.
Sadece 3. ve 4. setlerde ki gibi servisi yumuşatmasınlar. Öne geçtiklerinde rahatlayarak rakibi beklemesinler...”
RÖVANŞ DA NELER OLDU?
TV den izlediğim kadarıyla küçük notlarımı sizlerle paylaşayım:
İlk seti çok iyi oynadık. İyi defans yaptık, hücumlar ve bloklarla işi bitirdik: 19-25.
İkinci set tempomuz düştü. Servise karşı sorun yaşıyoruz. Özellikle Bosetti aksıyor. 22-16'ya kadar bir türlü dengeyi kuramadık. Mihajlovic'in servisleri bizi kıpırdattı. Farkı 3'e indirdik. Sonra da sayıları eşitledik: 24-24. Ama bize ivme kazandıran Miljkovic önce blokta kaldı, ardından da dışarı vurdu: 26-24.
3. set servisler yumuşadı. Topu öldüremiyoruz. Bloktan seken ataklarımızı hücuma sokmakta zorlanmıyorlar: 11-7. Toparlardık ikinci teknik molaya 15-16 girdik. 16-17' nin ardından da durduk:
25-19.
Kader setine iyi başladık. Servisler sertleşti. Defans başladı. Kim çok iyi hücum ediyor: 4-9. Kim'in yerini şimdi Miljkovic aldı: 8-14. Tekrar sahne de Kim var: 10-17. 18-25 Fenerbahçe 4' lü Finalde.
Formalite setini kolay aldık: 9-15.
NOTLAR:
İstatistiklere göz atınca ilginç veriler ortaya çıktı. İki ekibi karşılaştıralım:
Servisler: Dinamo; 7 servis kaçırdı, 4 direk sayı aldı. Biz 10 servis kaçırdık. 5 sayı aldık.
Servise karşı manşet: Dinamo; 5 direk hata yaptı. Yüzdesi 42. İyi manşet % 29.
Fenerbahçe; 4 direk hata. Manşet yüzdemiz 44. İyi manşet: % 31.
Hücum: Dinamo; % 36. Takımımız % 40.
Blok: 8-18 üstünüz.
Gördüğünüz gibi tüm veriler azda olsa bizden yana. Bu arada Rus voleybolunun en büyük özelliği olan bloklarda fark atmamız eminim ki herkese büyük keyif verdi (bu arada oyuncularımız bana da bir cevap verdiler.
İlk karşılaşma sonrası “Fenerbahçe de, Dietzen dışında (13 bloğun 7'si ondan geldi) blok eksikliği var.” demiştim. 5 fazlasıyla maçı bitirdiler. “İlk maç 4 set oynanmıştı sayı toplamı 175 idi. Şimdi 5 set oldu, toplamı 205 sayı. Arada 30 sayı fark vardı” diye kendimi savunmaya çalışsam sizce de olur mu?).
İlk maçta Kim 23, Mihajlovic 29 sayıyla oynamıştı.
Şimdi Kim 33, Mihajlovic 22 sayı aldı.
İstanbul da Eda biraz durgundu. 6 sayıyla karşılaşmayı bitirmişti. Rusya da 1'i servis, 5'i bloktan, 16 sayıya ulaştı. Hücum yüzdesi 60.
Dietzen, ilk müsabaka da 1'i servisten, 7'si bloktan 12 sayıya ulaşmıştı. Atak yüzdesi % 33 gibi düşük kalmıştı. Bu kez 1'i servis, 3 bloktan 11 sayı aldı. Hücum yüzdesini de yükseğe çekti: 62.
Skorupa iyi pas dağıtarak görevini fazlasıyla yaptı.
İlk karşılaşmada olduğu gibi Bosetti yine ortalarda görünmedi. Aslında dikkat edilirse bu oyuncu zorlu maçlarda beklenenin altında kalıyor. Burhan Felek de; 4 sette 2'si bloktan, 4'ü hücumdan (yüzdesi 29) gelen 6 sayıyla oynamıştı. Takımda olma özelliğinin başında gelen servise karşı manşetlerde ise yüzde 50, iyi manşeti % 28 oranındaydı.
Şimdi, 1'i bloktan 3'ü hücumdan (atılan 16 pasın 3'ünü sayıya dönüştürebildi. Yüzdesi 19) toplam 4 sayıyla mücadeleyi tamamladı. Servise karşı manşetleri de % 46, iyi manşeti % 31 oldu.
Peki 5. sette yerine oynayan Meliha ne yaptı? Atılan 3 pası da sayıya dönüştüremedi. Ama servise karşı manşetler de, 6 kez topla buluştu, yüzdesi 67, iyi manşet % 50 gibi iyi değerlere ulaştı.
Bosetti ile ilgili lafı fazla uzatıp işi bulandırmayayım.
Ancak 4'lü Finalde ki Vakıfbank karşısında yine bu değerlerde kalırsa takımı için fren olur...
HALKBANK “ALTIN SET” İLE ELENDİ
Çarşamba günü devler arenası'nda Halkbank'ın sınavı vardı. İtalya da 2-0 öne geçmenin avantajını kullanamayarak Lube Banca Marche Civitanova'ya 2-3 yenilen ekibimizin rövanşta ne yapacağını tüm sporseverler gibi bende çok merak ediyordum.
Ankara da başa baş, dişe diş bir mücadeleden sonra maçı 3-2 kazandık. Ancak “Altın set” i 15-17 kaybederek Avrupa'ya veda ettik.
Aslında bu elenişe kimsenin söyleyecek fazla bir sözü olmamalı. Çünkü iki takımda çok iyi bir oyun ortaya koydu. Voleybol adına her şey vardı. “Kim kaybetse yazık olacak” dediğimiz bir karşılaşmayı sonunda ucu ucuna yitirmek (27-29, 26-24, 25-22, 20-25, 15-13. Altın set: 15-17) tabi ki hepimizi üzdü. Ne var ki ben yinede böylesine güzel bir maçı (TV'den de olsa) izletme şansını bizlere sunan Halkbank'a teşekkür ederim. İyi ki varsınız...
MAÇ YAZISI
Daha önceden yaptığım gibi, ekibimizin basın departmanının bizlere gönderdiği detaylı maç yazısını (mutlaka sitelerde okumuşsunuzdur ama ben yine de buraya alacağım) sizlerle paylaşayım.
“Halkbank altın sette kaybetti
Salon: TVF Başkent
Hakemler: Juraj MOKRY (Slovakya), Andrii KOVALCHUK (Ukrayna)
Halkbank ANKARA: Michal Kubiak, Kevin Le Roux, Tsvetan Sokolov, Dick Kooy, Emre Batur, Dragan Travica, Hasan Yeşilbudak (L), Caner Dengin, Burutay Subaşı, Kemal Kayhan, Faik Samed Güneş
Cucine Lube CIVITANOVA: Marco Podrascanin, Ivan Miljkovic, Klemen Cebulj, Dragan Stankovic, Micah Christiansen, Osmany Juantorena, Jénia Grebennikov (L), William R. Priddy, Alessandro Fei, Jiri Kovar
Setler: 27-29, 26-24, 25-22, 20-25, 15-13
Altın set: 17-15 (19)
Normal süre: 2 saat 14 dakika (31, 30, 29, 25, 19)
CEV DenizBank Şampiyonlar Ligi play-off 6 turu rövanş maçında eşleştiği Cucine Lube Civitanova takımına altın sette elenen Halkbank, şampiyonaya veda etti.
‘Haftanın maçı’ seçilen karşılaşmanın ilk seti karşılıklı hatalarla başladı. İki taraf da çok servis kaçırdı. Bu şartlar altında geçen ilk teknik molaya konuk ekip 8-6 önde girdi. Moladan sonra etkili atak yapamayan ve defansta hatalar yapan başkent ekibi farkı kapatamadı, ikinci teknik molada Lube’nin 16-12 üstünlüğü vardı. Servisini düzelten Halkbank, 21-21’de eşitliği yakaladı. Bu skordan sonra set iki tarafa da gitti geldi. Son bölümde hata yapmayan İtalyanlar 27-29’luk skorla 1-0 öne geçti.
İkinci set dengeli başladı. File üstünde, rakibini hataya zorlayan başkentliler, ikinci teknik 16-14 önde girdi. Moladan sonra blok sorunu yaşayan Halkbank, etkili servis atan rakibi karşısında servis karşılamada da problem yaşadı ve üstünlüğü kaptırdı. Set yine 21-21’de eşitlendi. Halkbank, 24-22’de servis kaçırıp blokta takılınca 24-24’te yine eşitlendi. Dick Kooy seti getiren sayıları buldu ve 26-24 ile Halkbank durumu eşitledi: 1-1
Üçüncü sette Halkbank’ın blok, Lube’nin servis hataları skorda belirleyici oldu. İlk iki setin yıldızı Kubiak, Le Roux ve Kooy’a Sokolov de hücumda katkı yaptı. Diğer setlere oranla daha az hata yapan Halkbank, 25-22’lik set skoruyla 2-1 öne geçti.
Dördüncü sete iyi başlayan, etkili servis atan konuk ekip Cucine Lube Civitanova oldu. Top karşılayamayan Halkbank karşısında ilk teknik molayı 8-4’le önde geçti. Manşet alamayan, hücumda aldığı sayıları serviste kaybeden (9 servis) Halkbank ikinci teknik molaya da 11-16 geride girdi. Setin karakteristiği kalan bölümde de değişmedi ve 20-25’i bulan Lube skoru eşitledi: 2-2.
Tie-break setinin saha değişimine 8-6 Halkbank öndeyken girildi. Bu bölümde iki taraf da nitelikli voleybol oynadı. Sokolov ve Travica’dan gelen iki hata skoru eşitledi. Hücumda hata yapmayan evsahibi, etkili manşet getirdi ve servis de az hata yaptı. 15-13’lük skorla seti aldı. Maçı da altın sete taşıdı.
Altın sette gerçek bir mücadele vardı. Le Roux, Kubiak ve Kooy’la ayakta kalan evsahibi rakibinin ataklarına refleks gösterdi, 3 sayılık seri ile 11-10 öne geçti. Maçın bu bölümünde file üstünde büyük çekişme yaşandı. Set 14-14’te eşitlendi. Altın seti 17-15 kazanan konuk ekip dörtlü finale yükseldi.”
NOTLAR
Arkadaşlarımızın anlattığı gibi her anı zorlu ve mücadele dolu geçen karşılaşmayı kazandık ama sonunu getiremedik.
Yukarıda da değindiğim gibi bu maçla ilgili söyleyecek fazla bir şey yok. Ancak ben izninizle pasör Travica ve antrenör Bernardi Lorenzo ikilisine eleştiri oklarımı biraz yöneltmek istiyorum.
Orada olmadığım için özellikle pasör ile aralarında ki diyaloğu bilmiyorum. Ancak, şunu da çok merak ediyorum. Travica'nın smaçörlere topları bu kadar yatırmasını, yani alçak pas atmasını Lorenzo mu istedi? Yoksa Travica mı insiyatif kullandı?
Tamam, taktik olarak yüksek bloklu rakibi çabuk atılacak paslarla etkisiz kılmak hedeflenmiş olabilir. Ama işler yolunda gitmiyorsa, yani filenin üstüne fazla yükselmeyen topları smaçörler sayıya döndürmekte zorlanıyorlarsa, hem antrenör, hem de pasör için ayni oyuna devam ısrarı niye?
Bu güzel mücadelenin lehimize dönüşmemesinin bence en önemli nedeni olarak pasör farkını gösterebilirim. Biz bu kadar sert gelen servisleri yüzde 57, iyi manşet % 43 gibi yüksek bir oranda karşılayıp, % 59 ile hücum yaparken, rakip yüzde 35, iyi manşeti % 27 olmasına rağmen atakta %
56' yı yakalaması bazı şeyleri işaret ediyor her halde...
Bu arada servise karşı manşetten söz açılmışken bir notta Hasan için düşeyim. Böylesine sert gelen servisleri bir libero eğer yüzde 75, iyi manşet % 54 ile oyuna sokuyorsa mutlaka tebrik edilmeli.
VAKIFBANK 4'LÜ FİNALDE
Şampiyonlar Ligi 6'lı Play- Off turu rövanş maçında Volero'yu deplasmanda 3-1 (22-25, 34-32, 21-25, 22-25) yenen Vakıfbank 4'lü Finale adını yazdırdı ve Fenerbahçe Grundig'in rakibi oldu.
Önce Vakıfbank basın departmanının maçla ilgili yazısını buraya alayım:
“CEV DenizBank Şampiyonlar Ligi’nde VakıfBank, ilk maçta İstanbul’da 3-2 ile geçtiği İsviçre’nin Volero Zürih takımını deplasmanda 3-1’lik sonuçla yenerek adını bir kez daha Avrupa’nın 1 numaralı kupasında Dörtlü Final’e yazdırdı. VakıfBank da günün en skorer ismi 24 sayı ile Lonneke Sloetjes olurken, 17 sayı ile Milena Rasic ve 14 sayıyla Gözde Kırdar galibiyete katkıda bulundular.
Karşılaşmaya Buijs, Rasic, Sloetjes, Gözde, Robin ve Naz – Gizem (libero) ilk altısıyla başlayan VakıfBank, rakibi karşısında sahadan 3-1 galip ayrıldı.
Bu sonuçla sarı- siyahlılar, 2010-11 ve 2012-13 sezonlarında mutlu sona ulaştığı CEV DenizBank Şampiyonlar Ligi’nde, 8. kez Dörtlü Final’e kalma başarısına imza attı. VakıfBank, 9-10 Nisan’da İtalya’da yapılacak Final Four’da finale yükselmek için Fenerbahçe Grundig ile karşı karşıya gelecek.
Müsabakanın birinci setini 25-22 alan VakıfBank, 37 dakika süren ikinci seti rakibine 32-34 kaptırdı
ve setler 1-1’e geldi. Üçüncü set ile maça ağırlığını tekrar koyan VakıfBank 25-21 ile 2-1’i
buldu. Karşılaşmanın dördüncü ve son setini de 25-21 kazanan sarı- siyahlılar, maçtan 3-1
galip ayrılan taraf oldu. Bu sonuçla CEV DenizBank Kadınlar Şampiyonlar Ligi Dörtlü Finali’nde yarı finalde VakıfBank, Fenerbahçe Grundig’in rakibi olurken, diğer yarı finalde ise
ev sahibi Pomi Casalmaggiore ile Dinamo Kazan karşı karşıya gelecek.
CEV Şampiyonlar Ligi Dörtlü Final maçları 9-10 Nisan tarihlerinde Montichiari kentinde oynanacak.
VakıfBank’ta günün en skorer ismi 24 sayı ile Lonneke Sloetjes olurken, 17 sayı ile Milena Rasic ve 14 sayıyla Gözde Kırdar galibiyete katkıda bulundu.”
İYİ OYUN VE GALİBİYET
Televizyondan izleyebildiğim kadarıyla Zürih'deki rövanş için benim notlarım ise şöyle:
İstanbul'a oranla daha akıllı oynadık. Ancak burada ki hatalar ve eksiklikler orada da peşimizi bırakmadı.
Peki neydi bunlar? Karşılaştırarak vereyim:
İlk maç: Genelde dengede geçti. Bunda şüphesiz ki bizim kırılganlığımızında rolü büyüktü. Önde olduğumuz bölümlerde zaman zaman rakibi bekledik ve bize yaklaşmalarına hatta yakalayıp geçmelerine izin verdik. Örneğin ikinci sette bir ara 17-14 öndeydik. Rabadzhieva servise geldi ve bir anda düştük. Üst üste 5 sayı verdik 17-19 oldu. 19-23 de bu kez Kimberly'nin servisleri bize hayat verdi ve seti buradan çevirip 25-23 kazandık.
4. sette her şey yolunda gidiyordu. İkinci teknik molaya 6 sayı farkla girdik: 16-10. Sonra 19-14 oldu. Set ve maç geliyor diye keyfimiz yerindeydi. Yani şölene hazırlanıyorduk. Eskiler “erken öten horozun başını keserler” demişler ya, adeta bizim içinde öyle oldu. 21-19 da tıkandık. 21-23 oldu. Seti de 23-25 verdik.
Rövanş: 1. set 5-8 geriye düştük. Atak yapıp 9-8 öne geçtik. 16-12'den sonra durduk 16-15 oldu ama toparlanıp setin sonunu getirdik.
İkinci sete çok iyi girdik: 6-2, 8-4 ve 10-4. Durduk. Fark 3'e düştü: 12-9. İkinci teknik molayı 16-13 geçtik. Manşet hatalarıyla 17-17 de yalandığımız gibi 18-20 de geriye düştük. 23-23 de sayıları eşitledik. Nefes kesen bu bölümden sonra 32-34 seti verdik.
İlk maç: Ekibimizin rakibe sahayı dar eden, oyun kurmasını engelleyen ekili servisleri aradık durduk. Yumuşayan servisler bence maçın uzamasının en önemli nedeniydi.
Karşınızda ki takımda manşet sorunu fazla olan 3 oyuncu Mammadova, libero Popovic ve Rabadzhieva vardı. Yani servise karşı manşet alan bu üçlü tam dişimize göreydi. Servisi kime yönlendirirsek yönlendirelim cevap alacaktık. Genelde de toplar üstlerine gitmesine karşın bir ölçüde aldık da sayılır. Bu bize direk 9 sayı getirdi.
Rövanş: Yukarıda ki cümleleri aynen tekrar etmem gerekiyor. Servislerle bu üçlüyü sıkıştırdık. 8 de direk sayı aldık. Ancak zaman zaman oyunda kalması için hedefe yumuşak yönlendirdik. Bu da rakip oyuncuların hücumlarda daha etkili olmasına yol açtı. Özellikle Mammadova 27 sayıyla (hücum yüzdesi 69) başa bela oldu.
Ayni şekilde burada; % 38 ile atak yapabilen ve 5 sette 8 sayı üretebilen Rabadzhieva bu kez % 45 ile 14 sayıya ulaştı.
Yine İstanbul da yüzde 31 ile hücum edip 18 sayı alan Rykhlıuk, Zürih de bu kez performansını % 45'e yükseltip bir eksik set oynanmasına karşın 16 sayıyı buldu.
İlk maçta % 59 ile oynayan ve 20 sayı üreten Akinradewo, bu defa % 44 atakla 16 sayıda kaldı.
İlk maç: Söz servisten açılmışken devam edelim. Bu arada biz servisi yumuşattık derken, onlar bizi çok zorladılar. Takımın servise karşı manşet yükünü çeken Gözde ve libero Gizem'i hedef seçtiler.
Takımın manşet yüzdesini de yazayım: % 42, iyi manşet: % 33. Böylesine bir yüzdeyle oynayınca pasör Naz 3-4 metre civarına çıkan topları smaçörlere yönlendirmekte zorluklar yaşadı. Allah dan Naz'ın dengeli pas trafiği, topu sayıya dönüştürmeyi bilen ve becerileri yüksek sporcuların varlığı Vakıfbank'a galibiyeti getirdi.
Rövanş: Servise karşı oyunda kalan manşet yüzdemizi artırdık. % 42'den 53'e çıkardık. Ancak iyi manşet oranını neredeyse dibe çektik: burada % 33 idi, orada % 15 oldu. Bu durum gelecek adına büyük soru işaretleri yarattı.
İlk karşılaşma: Son maçlarda “Anne- Kimberly ikilisi birbirini tamamlıyor” demiştik. Bu düşünce aynen devam etti. Kimberly biraz daha iyi manşet aldı ama hücumda yoktu. Anne Servise karşı manşetlerde takımın bombası gibiydi, ancak hücumda iyiydi.
Rövanş: Bu ikili yine değişerek oynadı. Ancak bu kez tersi oldu. Anne'nin ilk maçta servise karşı manşet yüzdesi % 18, iyi manşet % 18 de kalmıştı. Bu defa bir parmak yukarı çekti 18 yerine 38 oldu. Ama iyi manşeti % 5'e indi. Hücumda İstanbul da % 50 ile görev yapmıştı, şimdi % 30'a düşürdü.
Kimberly atak yüzdesini % 22 den, % 55' e yükseltirken, manşetleri de % 50, iyi manşet % 33 idi bu kez % 39, iyi manşet 19'a indi.
Bu arada takımın askerlerinden Gözde, performansını; manşette de 39'dan 68'e, hücumda da % 40 dan % 52 gibi çok yüksek bir orana çekerek galibiyetin önemli taşlarından biri oldu.
Oyununu yukarılara çeken bir diğer isimde Lonneke oldu. Atak yüzdesini % 43 den, % 53'e çıkardı.
Pasör Naz ile Rasic, bildiğiniz gibi yine önemli işlere imza attılar.
Robin iyi oynadı.
Libero Gizem servise karşı iyi manşet oranında düşüş yaşasa da görevini fazlasıyla yaptı.
Onun gibi oyuna katkı sağlayan bir diğer oyuncumuz Melis de servise her girdiğinde
isteneni yaptı.
İlk maç: Ben 3-2'ye karşın takımımızın Zürih de kazanacağına ve 4'lü Finale adını yazdıracağına inanıyorum.
Rövanş: öngörüm tuttu.
SONUÇ
Şimdi gözlerimiz 9 Nisanda Montichiari kentinde oynanacak voleybolumuzun iki devinin kozlarını paylaşacağı maça çevrildi. İtalya da Fenerbahçe Grundig mi? Vakıfbank mı kazanır? Sorusunun yanıtını bulacağız. İki takımın artıları olduğu gibi yukarıda da değindiğim gibi eksileri de var.
O gün için “hak eden kazansın” diyerek, bu mücadeleyle ilgili düşüncelerimi gelecek yazılara bırakayım.
Ancak kim kazanırsa kazansın sonuçta iki takımımızda 2011 ve 2015 de olduğu gibi birinci, diğeri üçüncü olarak kürsüde ki yerlerini alırlar.