Çarşamba günü Bursa Cengiz Göllü Spor Salonu’nda oynanan sezonun ilk kupasını Arkas’ı yenen Halkbank kazandı.
Beşincisi yapılan Süper Kupa’yı ilk kez müzesine götüren Ankara ekibinin öncelikle bunu hak ettiğini söylemek gerekir. Çünkü rakibinden daha istekliydi. Oyun olarak da daha etkiliydi. Gerçi 2. ve 3. Setler 26-24, 25-23 gibi yakın sayılarla bitti ama sonuçta hep “bu maç bizim olacak” görüntüsü verdiler. Bu Arkas’ı da etkilemiş olacak ki, kritik anlarda bile o alışılmış dirençleri yoktu. Yoksa setlerin sonunda bu kadar kırılgan olmazlardı (ikinci setin ortalarında 11-7, sonunda 24-22, üçüncü sette 21-19, 22-21 öndeydiler). Bu durum teknik kadronun surat ifadelerine de yansımıştı. Hatta Glenn Hoag, karşılaşma oynanırken sık sık yardımcı antrenör Fazıl Demirci’nin yanında oturdu.
Teknik kadrodan söz açılmışken Halkbank’ın antrenörüne de değineyim. Bundan önce çalıştırdığı ekiplerde nasıl davrandığını bilemem ancak oyun içinde olma isteği iyi, fakat biraz abartılıydı. Sezonun ilk maçı olması nedeniyle belki hakemler bu agresifliğine göz yumdular ama ligde başı çok ağrır. Onu izlerken Vakıfbank çalıştırıcısı Guidetti’nin ilk yıllarını yaşar gibi oldum.
Bir ilginç nokta da; her servis attıklarında oyuncularına 5 kişiyle perdeleme yaptırması. Belki hakem Erdal Akıncı, atılan servisler biraz yükseklik kazandığı, ya da o bölgeye gitmediğini düşündüğü için gerekli uyarılarda bulunmadı ancak bana göre hata yaptı (Arkas’ın bu duruma müsabaka boyunca bir kez bile neden tepki göstermediğini de açıkçası anlamadım).
Neyse gelelim maça; Sezon başı olmasına, sakatlıkların getirdiği eksikliklere, yeni gelenlerin uyum sorununa, iki takımında oyun düzenlerinin oturmamasına karşın ben karşılaşmayı beğendim. Zaman zaman uzayan raliler, oyuncuların voleybol adına yaptıkları güzel hareketler, son sayılarda ki çekişme gerçekten keyif verdi. Ne var ki Halkbank’ın Arkas’a oranla daha etkili ve daha doyurucu bir görüntüsü vardı.
Pasör Raphael’i çok beğendim. Geçen sezon İtalya da beraber oynadığı arkadaşlarıyla uyumu da iyi. Ama iki orta oyuncu Emre- Resul ve pasör çaprazı oynayan Burutay ile mesafe kaydetmek için zaman gerekiyor. Bunu da bu üçlüye attığı pas oranıyla net olarak gösterdi (Emre 10, Resul 5, Burutay 6 top aldılar). Aslında doğal karşılıyorum. Çünkü maçı kazanmak için iyi tanıdığın oyuncuları kullanmak akılcı bir iştir (Juantorena 29, Kaziyski 32 pas). Rafhael’in hızlı paslarla takımını çabuk oynatmayı benimsemiş bir pasör olması, bu 3 oyuncumuzun da olumlu yönde değişeceğini düşünüyorum.
Yeni smaçörler etkili oyuncular. Hücumları iyi, servise karşı manşetleri ise düzgün (Juantorena 18 kez topla buluştu 1 hata yaptı, yüzdesi 72. Excellent: %56. Kaziyski 12 manşet, yüzdesi 75. Exc: %58).
Maçın en değerli oyuncusu seçilen Kaziyski gerçekten önemli bir silah. Manşetiyle, ataklarıyla sezona ağırlığını koyacak (32 pas aldı, 19 sayı üretti, yüzdesi 59). Ancak onun bu performansın da Burutay’ın da fazlasıyla etkisi var. Çünkü Burutay pasör çaprazı oynamasına karşın arkaya geldiğinde servise karşı manşete giriyor. O zaman da Kaziyski boşa çıkıp, tamamen arka alandan hücuma odaklanıyor. Bu Ankara ekibi için büyük bir artı. Arkas gibi bir takım karşısında yüzde 71, exc: % 55 manşet, yüzde 49 hücum ile oynamak, hem de sezon başında önemli. Ayrıca 75 iyi servis atıp, kaçma oranını 8 de tutmakta güzel bir değer. Yedeklerini de düşündüğümüzde ligin zirvesine en yakın aday gibi duruyor.
Yakın sayılı iki set oynamasına karşın Arkas’ı iyi bulduğumu söyleyemem. Geçen sezon ki havaları ve dirençleri şimdilik yok. Sloven Matevz Kamnik ve Kanadalı Gavin Charles Schmitt sakatlıkları nedeniyle oynamadı. Onlar iyileştiği zaman ligde 3 yabancı tercihlerini nasıl kullanacaklar bilemiyorum.
Bu karşılaşmada servise karşı yüzde 60, excellent % 54 gibi yüksek bir oran tutturmalarına karşın hücumda biraz eksik kaldılar (Perrin %57- %57, Urnaut %70- %55, libero Hasan %50- %50). 94 pasın 78’ini köşeler aldı (Perrin 29 top, 16 sayı, yüzdesi 55, Sivula 29 top, 12 sayı, yüzdesi 43, Urnaut 21 top, 9 sayı, yüzdesi 43) 15’ini ise ortalar. Bu arada Kanadalı Schmitt ne kadar katkı yapar bilemiyorum ama sanırım Agamez aranacak.
Pasör olarak Mustafa ve Yiğit görev yüklendi. Geçen sezon Mustafa çok iyi işler yapmıştı. Ancak bu yıl bir yaş daha aldı. Hele her hafta da 2 maç oynayacağı düşünüldüğünde işi daha da zorlaşacak. Yiğit ise henüz sert maçları kaldıracak güçte değil. Bu yüzden Arkas’ın bir pasöre ihtiyaç duyduğunu düşünüyorum. Yabancı alsalar smaçörlerden biri dışarıda kalacağı için sıkıntı yaşarlar. Bu açıdan baktığımda bence en doğru adres şu anda her hangi bir kulüple anlaşmayan “Ulaş” gibi duruyor.
Şimdi gözler Acıbadem Voleybol Ligleri ve Avrupa Kupalarına çevrildi. Geçen sezon olduğu gibi Arkas, Fenerbahçe Grundig, Halkbank zirvenin en yakın 3 adayı. Onların arkasından favorilere kök söktürecek Galatasaray ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi geliyor.
Bayanlarda ilk dört sıra yine belli. Ancak Vakıfbank, geçen sezonki kadar rahat olmaz. Çünkü Eczacıbaşı Vitra, Fenerbahçe, Galatasaray Daikin bu yıl daha iyi kadrolara sahipler.
Tüm voleybol dostlarına iyi bayramlar diliyorum.