Türkiye Bayanlar Voleybol Ligleri play-offları, erkeklerden sonra sona erdi...
Sezona 9 dalda şampiyonluk parolası ile çıkan Fenerbahçe, kendisini şampiyonluğa en yakın branş olarak gördüğü (Başkan Aziz Yıldırım'ın ilk yöneticiliği Voleybol Şube Başkanlığıdır) voleybolda fire verdi ve hayal kırıklığı yaşadı !
Rabita Bakü'den sabık Fenerbahçe Coach'u İtalyan Abbondanza, CEV Kupası şampiyonluğu ile doruğa çıkan camiadaki şampiyonluk havasını, kupadan sonra ligde de rezalet yönetimiyle vatandaşı Guidetti'ye kaptırdı!
Sezon boyu Brezilya'lı Garay ile hakimiyet mücadelesi yapan Abbondanza, takımdaki tüm kirli işleri (teknik olarak) yapan Brezilyalı'nın sakatlanmasının ardından, elindeki zengin(!) bench'e rağmen (Seda-Elif-Bauer-Glass) transfer yorgunu(!) rakibine şampiyonluğu adeta hediye etti!
Sezon başında zaten tebessümle bakılan Aneta Havlickova transferine imza atan Fenerbahçe, Azerbaycan Lig 4.'sü Lokomotiv Bakü'nün gönderdiği sporcunun iki sezonda toplam 600.000 EUR kazanmasına katkıda bulunurken, Aneta gelirde de oryantal Asena'ya rakip oldu(!).
Voleybolun armadası Eczacıbaşı'nın, 7 yabancısına rağmen kupada ve ligde kafadan havlu attığı ligimizde, Milli Takım Baş Antrenörü Barbolini'nin yönetimindeki Galatasaray Daikin, astronomik transferleri ile ligdeki beklenen (!) klasik yeri olan 4.'lüğünü korudu!
Ligin 5.'si Bursa takımı, seyirci ve saha avantajına rağmen ilk 4'ü düşüncede dahi(!) zorlayamazken, Challenge Kupası'ndaki (Kupa 3) 2.'lik, zorlu maç trafiği ve kısıtlı kadro nedeniyle Beşiktaş takımına pahalıya mal oldu ve ligi ancak 7.nci bitirerek önümüzdeki sezonda Avrupa Kupaları'nın dışında kaldı!
Play-out'a gitmeyen Yeşilyurt başarılı olarak değerlendirilirken, Çanakkale Belediyesi'nin foto-finişi ile bayan voleyboluna da daha yüksek yatırımlar yapması beklenen Halkbank'ın lige veda etmesi, Ankara voleybol camiasında hayal kırıklığı yarattı !
Gelelim Erkeklere!
İzmir'de organize edilen Türkiye Kupası finalinde, seyirci avantajına rağmen 2:1 önde götürdüğü maçta, Coach Castellani'nin kenara aldığı Kemal'i bench'te unutarak, takımın smaçörü Fonteles ile itişmesi ile 3:2 kaybettiği maçla birlikte Kupayı ve daha önemlisi psikolojik avantajı rakibine kaptıran ve güveninin yerine gelmesine yardımcı olan Fenerbahçe, play-off finalinde de rakibine mahkum oynayarak boyun eğdi!
Halkbank kurduğu kadro ve yaptığı yatırımın karşılığını haklı olarak alırken, yaşlı Marshall ve maç seçerek oynayan Miljkovic ile Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi, Play-off ve Türkiye Kupası finali gibi, kaybetmeden arka arkaya maç oynamanın zorunlu olduğu platformlarda başarılı olması zor gözüküyor! Brezilyalı Fonteles ise kendisini bazı durumlarda kapasite üstü zorlamasının yanı sıra, tribünlere artistik yapmaktan sakatlanıyor!
Halkbank pasörü Hüseyin Koç, tecrübesinin yanına son iki sezondur istikrar ve kaliteyi de ekledi ! Uzun süre Brezilyalı Rafael'in ardında yedek kalmasına rağmen, küsmeyerek takımını şampiyonluğa taşıdı. Egolarını yenmiş ve Türkiye'nin en iyi ve formda pasörü konumunda!
Açıkça gözüküyor ki Fenerbahçe'ye son sezonda danışmanlık ve akıl hocalığı yapanlar, kulübe çok ciddi hatalar yaptırmışlar ve maddi ve manevi zararlar vermişler! Başkan Aziz Yıldırım'a da pembe tablolar gösterilmiş. Halbuki Avrupa'nın göreceli olarak daha zayıf kulüplerinin katıldığı Challenge kupasında ( Kupa 3 ) dahi zorlandı erkek takımı! IBB'nin de elendiği İtalya Ligi sonuncusu Latina'yı zor geçti finalde!
Bunun yanında, tabii ki Fenerbahçe Kulübü'nün özellikle İstanbul'da yaptığı Duble Avrupa Şampiyonluğu organizasyonuna şapka çıkartmak gerekiyor! İç saha ve final organizasyonu adına tüm kulüplerimize örnek olsun!
IBB takımı, Galatasaray ve Arkas kulüplerinin transfer hatalarını özellikle ligin ilk devresinde çok iyi değerlendirerek altın bir 3.'lük elde ederken, özellikle pasör çaprazı Celitans'ın final oyuncusu olmadığı Kupa, Avrupa Kupası (Latina serisi) ve Play-off'ta bir kez daha tescillendi. Türkiye'nin en iyi altyapılarından birine sahip olan Nedim Özbey yönetimindeki IBB takımının şampiyonluk hedefi için özellikle yabancı kalitesini yükseltmesi gerekiyor!
Küçük bir dip not. İzmir'de yapılan Türkiye Kupası Bayanlar ve Erkekler finallerinde yer alan 8 takımdan, 7 tanesinin Coach'u yabancı idi ! Tek Türk Coach ise Nedim Özbey !
Bu durum, antrenör eğitiminde iddialı(!) TVF'nin yaklaşımları ile ciddi bir düalizm yarattı !
Uzun süre Kanadalı pasör çaprazı Gavin Schmidt'i beklerken vakit kaybeden ve açığını daha önce Galatasaray'da denenmiş ve başarısız olmuş 3.üncü sınıf Finli Sivula ile doldurmaya çalışan Arkas, evinde organize edilen Türkiye Kupası finalinde yer alamazken, İzmir'de ciddi şekilde seyirci de kaybetmiş gözüküyor!
Rusya Ligi'nde başarısız olan Gavin'in, takıma katılımıyla herşeye ilaç olacakmış gibi gösterilmesi, diğer oyuncuların da motivasyonunu negatif etkiledi gibi gözüküyor. Arkas'ın, Kanada'lı oyuncuların antreman platformu pozisyonundan vazgeçmediği sürece eski başarılı günlerine dönmesi zor !
Sezon başında yaptığı ölümcül transfer hatasında israrı ile ( Zilleri eksik Kübalı Bell ), devre sonunda 7.'liğe düşen ve ilk kez katıldığı Şampiyonlar Ligi'nde de sadece tek galibiyet alabilen yılların yenilmez armadası Galatasaray, Slovak Sopko'nun takıma katılması ile Reşat Arığ yönetiminde 5. oldu. Bir zamanlar Küba takımında voleybol oynadığı bilinen Bell yerine orta seviyede yabancı bir 4 numara ile başlamış olsalardı, 3. veya 4.'lüğün en büyük adayı konumunda idiler! Yine de bu zor durumdan başarılı bir çıkış yaptılar.
Makedon Coach Milenkoski yönetimindeki Maliye, Paris Volley'e transfer olan istikrarlı pasör çaprazı Nikola Georgiev ile 6. olurken, takım sezon boyunca pasör problemi yaşadı!
Yapılan yatırıma göre en başarısız takım, takım havasından ve liderlik kaabiliyetinden uzak Hollandalı'ları ile eski Arkas Coach'u Benitez yönetimindeki Ziraatbank olurken, Mısır ve Montenegro Milli takımından sezon ortasında transfer edilen 4 numaraları da kötü gidişe çare olamadılar ve sonuç olarak Ziraatbank takımı Avrupa Kupalar'ının bu yıl da dışında kaldı !
Torul, Play-out görmeden pasör çaprazı Kenyalı Maiyo'nun performansı ile ligi tamamlarken, sezon başı beklendiği gibi genç oyuncularla mücadele eden Çankaya ve Tokat Plevne Bld. takımları 2. lige düştüler !
Tüm sezon maddi problemlerle boğuşan Konak Belediyesi takımı, yaşlı kurt Gökhan Öner'in liderliğinde ligde tutunurken, İnegöl Belediyesi ise Nizamettin Çakır/Murat Mestan değişikliğine rağmen sezon öncesi koyduğu Play-Off hedefini tutturamadı.
Gelelim hakemlerimize
Türk Voleybolunun maalesef en zayıf noktası bu gün için hakemlerimiz. Bunda, full profesyonel oyunculara ve kulüplere rağmen hala profesyonel düzeyde (gelir olarak) yaklaşım sağlayamayan ve profesyonel liglerden elini çekmemekte direnen TVF'nin ihmali büyük! Senede 1 Milyon Avro geliri olan oyuncunun maçını, maç başı 200.- TL (yazıyla ikiyüz) alan hakem yönetiyor! Tam bir kara mizah!
Hakemlik camiamız da lütfen, CEV'de FIVB'de maç yönetiyoruz, çok başarılıyız teranelerini bir tarafa bıraksın ve kendi gerçekleri ile yüzleşsin lütfen!
1. liglerimize; bayanlarda Trabzon İdman Ocağı ve Bursa Nilüfer Belediye, erkeklerde ise Gaziantep Şahinbey Belediye ve Beşiktaş (3 büyükleri tamamladı) yükselirken, 2014-15 sezonunda kulüplerimizin daha akılcı transferlere ve politikalara imza atarak 1. ligimizdeki mücadele seviyesini yükseltmeleri en büyük temennimiz.
Yükselen mücadele dozajının ve kalitenin, yaklaşan Rio Olimpiyatları öncesi Milli Takımlarımıza otomatikman yansıması dileklerimizle...